Göğüs duvarında yaralar pek çok şekilde oluşabilir. Kanser tedavisi sonrasında ya da esnasında kanserli dokuların yaraları çıkartması ya da bu hastalara daha sonra uygulanan ışın tedavisi esnasında göğüs duvarlarında ve sırtta yaraların açılması, göğüs duvarındaki bu defektlerin ve yaraların ana kaynaklarındandır.
Ki altta kalp ve akciğer gibi hayati organların bulunması, bu yaraları biraz daha tehlikeli bir biçime sokuyor. Gene göğüs duvarı deformiteleri de, göğüs duvarının, kişinin konumunu ya da kişinin beden imajını ilgilendiren bir takım problemlerle karşımıza çıkabilir.
Aslında bu tip yaralar hiçbir zaman tek başına plastik cerrahların yönetiminde değil, genellikle göğüs cerrahları, kalp & damar cerrahları ve plastik cerrahların bir arada çalışmasıyla çözülebilern yaralardır. Bu yaralara, yaranın zemini hazırlandıktan sonra, ki bu dönemde hem göğüs cerrahı arkadaşlarımız girebilmekte, hem de kalp damarcı arkadaşlarımız devreye girebilmektedir, bütün toraks duvarının yeniden inşası söz konusudur. Bu süreçte kişinin kendi dokuları ya da dışarıdan getirilen dokuların kullanımı olasıdır. Daha sonra gene hastanın kendi dokusuyla bu yaraların üzerinin kapatılması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki, eğer bu yaralar açık kalırsa, yaranın altında bulunan akciğerler ya da kalp, dış ortamla birebir ilişkide olacağı için çoğu zaman hasta için ölümcül olabilmektedir.
Gene göğüs duvarı deformitelerinde de, kozmetik kusurlar olabilir, bu kozmetik kusurlara bizler kas transferleri ya da yağ enjeksiyonlarıyla çözüm bulabildiğimiz gibi, iskelet sistemini ilgilendiren anomalilerde de, gene ilgili branşlar olan toraks cerrahi ya da göğüs cerrahisinde uzmanlaşan arkadaşlarımızla kemik yapıya da beraberce müdahale ederek, üzerine gerekli olan yumuşak doku takviyesi varsa beraberce yapmakta ve hastaları bir an önce hem normal sağlıklarına hem de normal kozmetik görünümlerine kavuşturabilmekteyiz.
|
Konu Hakkında Diğer Videolar
|